- yerdi
- ISplitIIBlamed someoneIIIWas disgusted
Old Turkish to English. 2010.
Old Turkish to English. 2010.
Vainakh mythology — The Vainakh people of the North Caucasus include the modern Chechens and Ingush, who are today predominantly Muslim in religion. Little is known of their pre Islamic pagan mythology but scholars have managed to reconstruct the basic pantheon.… … Wikipedia
qıraş — (Basarkeçər, Çənbərək, Gədəbəy, Xanlar) daşlı, susuz yer. – Qıraş yerdi bura əx’mə, məhsulu olmaz; – Mənim yerim qıraşdı deyin ot bitmir (Çənbərək); – Qıraş yerdi bura, qartov əmələ:lmer heş (Gədəbəy); – Qijax qıraş yerrərdə pitər (Xanlar) … Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti
Chicureo — País … Wikipedia Español
basık — sf., ğı 1) Basılmış, yassılaşmış Başına, arkası basık, önü yüksek, çuha püsküllü bir şapka giymiş. M. Ş. Esendal 2) Çok yüksek olmayan, alçak Arka sokağa bakan, dar, basık tavanlı, ışıksız bir yerdi. P. Safa 3) Kısık Onun sesi de aynı şekilde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çelmek — i, er 1) Ayak uzatarak birisini düşürmek 2) Yolundan çevirmek, engel olmak, engellemek En tutulmaz penaltıları çeler ama bazen de bakarsın, bacak arasında en olmayacak golleri yerdi. H. Taner 3) Örtü vb.ni örtünüp iki ucunu bağlamak 4) Bir şeyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dağınıkça — sf. Biraz dağılmış, dağınık gibi İçerisi biraz dağınıkça fakat insana sükûnet veren bir yerdi. C. Uçuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
hariciye — is., esk., Ar. ḫāriciyye 1) Devlet yönetiminde dış işleri Avrupa hariciye memurlarından başkaları için kapanmış, bilinmez ve yasak bir yerdi. A. Ş. Hisar 2) tıp Ameliyatı gerektiren hastalıklarla ilgilenen hekimlik kolu 3) tıp Hastanelerde bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabarcıklı — sf. Kabarcıklı olan Üstü ayran kabarcıklı tereyağını sıcak tandır ekmeğine sürer, yerdi. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
nezarethane — is., Ar. neẓāret + Far. ḫāne Gözaltına alınan kimselerin konulduğu yer, nezaret Emniyet müdürlüğünde nezarethane dedikleri yerdi burası. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
penaltı — is., sp., İng. penalty 1) Futbol ve hentbolda ceza alanı içinde yapılan kural dışı bir hareket sebebiyle yalnız kalecinin koruduğu kaleye ortadan ve tam karşıdan yapılan atış, ceza atışı, ceza vuruşu En tutulmaz penaltıları çeler ama bazen de… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sempatik — sf., ği, Fr. sympathique 1) Cana yakın, sıcakkanlı, sevimli Sempatik bir çocuk. 2) Çok hoş, hoşa giden Geçende girdiğim dükkân da böyle sempatik bir yerdi. B. Felek Birleşik Sözler sempatik sinir sistemi … Çağatay Osmanlı Sözlük